İlişki Kaygısı Nedir? Çözüm İçin İhtiyacınız Olan Bilgiler

İçindekiler

İlişki Kaygısı Nedir? Çözüm İçin İhtiyacınız Olan Bilgiler

Yaygın anksiyete bozukluğu veya panik bozukluğunun aksine ilişki kaygısını teşhis etmek için belli yönergeler olmasa da duygusal birlikteliğiniz hakkında endişe ediyor, partnerinizi gerekli ya da gereksiz yere kıskanıyor ve kendinize güvenmediğinizi düşünüyorsanız ilişki kaygısı yaşıyor olabilirsiniz.

Birçok kişi ilişkide kabul edilmek ve duygularının karşılıklı olup olmadığından endişe duymaktadır, bu durumun kaygı-anksiyete olarak adlandırılması için kişinin aşırı korku ve tedirginlik yaşaması söz konusudur. Bu durumda partnerinizin nerede ne yaptığı, kimlerle vakit geçirdiği konusunda gereğinden fazla ilgili olabilir, aslında önemsemediğiniz olaylara aşırı tepkiler gösterebilir ve kendinizi partnerinize denk görmeyebilirsiniz.

Yaşanan herhangi bir tartışma sonucunda aşırı terleme, hızlı nefes alıp verme, kalp atışının hızlanması, odaklanma problemleri ve kısa sürede hızla kilo verme problemleriyle karşılaşabilirsiniz. Tüm bunlar sonucu ilişki dinamikleriniz zedelenir, partneriniz üzerinde kontrolcü tavırlar sergileyebilir ve ilişkinizin yıpranmasına sebep olabilirsiniz.

Peki bu durumda ne yapmalısınız?

İlişkinizde kaygılarınızı aşmanın ilk adımı, davranışlarınızı gözlemlemektir. Bu süreçte, endişelerinizi, sevdiğiniz şeyleri ve partnerinizden beklentilerinizi net bir şekilde belirlemelisiniz. Ardından, bu gözlemlerinizi anlamlandırarak partnerinizle açık ve samimi bir şekilde konuşmalısınız.

Romantik ilişkilerin temel yapı taşlarından biri, çiftlerin birbirlerini iyi anlaması ve ne beklediklerini bilmeleridir. Bu aşamada, uzman desteği almak sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Alanında deneyimli bir çift terapisti ile gerçekleştireceğiniz psikoeğitim temelli seanslar, ilişkinizin dinamiklerini keşfetmenize yardımcı olabilir. Böylece, kaygınızın kökenlerini daha iyi anlayabilir ve partnerinizin sizi daha iyi anlamasını sağlayarak ilişkinizi güçlendirebilirsiniz.

Bazı durumlarda, yalnızca kaygıyı yaşayan tarafla çalışmak yeterli olabilirken; diğer durumlarda her iki partnerin de terapi sürecine dahil edilmesi önemli bir adım olabilir. Bu sayede, ilişkinizdeki sorunları daha bütünsel bir perspektiften ele alarak daha sağlıklı bir iletişim ve anlayış oluşturabilirsiniz.

Neden bunu yaşıyorum?

Aşırı güvence arama sosyal anksiyete bozukluğu ve depresyonda da yaygındır ve bazı araştırmalar aşırı güvence aramanın kişiler arası ilişkiler ile bağlantılı olduğu öne sürülmektedir. Kişiler arası bağımlılık bireyin sürekli değerlendirme ve onay için başkalarına güvenmesini ifade eder. Bu bireyler eleştirilmekten ve kabul edilmemekten korkarlar.

Kendini susturma daha çok kadınlarda gözlemlenen, kişinin partnerini memnun etmek için kendilerini susturmaya meyilli olması durumudur. Kendini susturan kişi fikirlerini, isteklerini, beklenti ve duygularını ilişkide olduğu kişiye ifade etmeyebilirler. Bunun altında çoğunlukla kabul görme ve karşısındaki kişiye benzeme çabası yatar.

İlişki Kaygısının Belirtileri Nelerdir?

  1. Partnerin duygularından şüphe etmek

İlişkide olduğunuz kişiyi düşünmeniz güzeldir ancak durum aşırıya kaçtığında ilişki anksiyetesi söz konusu olabilir. Bu durumda partnerinizin duygularından şüphe duyup duymadığınızı ele almak gerekir. Partnerinizin duygularına olan güvensizlik, sürekli bir kaygı ve huzursuzluk kaynağı haline gelebilir. Bu durum, ilişkiye dair güven temelini sarsarak, her davranışın altında bir kılıf aramanıza neden olabilir.

  1. Sık sık güvenceye ihtiyaç duymak veya aramak

Eğer partnerinizden sürekli onay ve güvence arıyorsanız, bu durum kaygının bir belirtisi olabilir. İlişkinizin sağlam temeller üzerine inşa edilmediğine dair bir his, her tartışmanın veya olumsuz durumun ardından güven arayışınızı artırabilir. Çatışmalar sonrasında güvence istemek normaldir; ancak eğer bu sürekli bir ihtiyaca dönüşüyorsa, ilişkide bir şeylerin yanlış gittiği anlamına gelebilir.

  1. İnsanları memnun etme isteği

Partnerinizi mutlu etme isteği doğal bir duygudur, ancak bu arzu kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı aştığında tehlikeli bir hale gelebilir. Bu durumda, farkında olmadan partnerinize bağımlı hale gelmiş olabilirsiniz. Kendi mutluluğunuzu unutarak sadece onun memnuniyetine odaklanmak, ilişkinizin sağlığını tehdit edebilir.

  1. Anlam Çıkarma Çabası

Partnerinizin her sözüne ya da hareketine aşırı anlam yüklemek, zihninizde sürekli bir analiz döngüsü yaratır. Bu durum, gereksiz yere kendinizi yıpratmanıza ve partnerinize duyduğunuz güveni sorgulamanıza neden olabilir. Sonuç olarak, ilişki kaygınız artar ve bu da ilişkinin sağlıklı bir biçimde gelişmesini engeller.

  1. İlişkinin tadını çıkarmak yerine endişelenmek

Endişelenmek ve gergin hissetmek zaman zaman yaşanması normal duygular olsa da bir ilişkideyken zihninizi ele geçirmemelidir. Eğer ilişkinizde sürekli bir gerginlik ve endişe hâkim olursa, bu durum keyfinizi kaçırır ve yaşanan güzel anların önünü keser. Endişenin neşeyi gölgelemesi, durumu yeniden değerlendirme ihtiyacını doğurur.

  1. Terk edilme korkusu

Partnerinizin sizi terk etme olasılığına dair sürekli bir korku taşımak, oldukça yıpratıcı bir durumdur ve ilişki kaygısının en yaygın işaretlerinden biridir. Bu korku, sizi sürekli tetikte olmaya ve ilişkiye dair olumsuz düşünceler geliştirmeye itebilir. Bu durum, sağlıklı bir bağlılık hissini zedeler ve ilişkideki güvenin temellerini sarsabilir.

 

İlişki anksiyetesi, bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyebilir. Bu belirtileri tanıyıp yönetmek, sağlıklı bir ilişki için ilk adım olabilir. Unutmayın, sağlıklı bir iletişim ve açık bir diyalog, ilişki kaygılarınızla başa çıkmanın en etkili yollarındandır. Gerekli durumlarda profesyonel terapi desteği almak, ilişkinizin daha fazla zarar görmesini önlemek adına en etkili yaklaşımlardan biridir. Bu süreç hem bireysel hem de çiftler açısından sağlıklı iletişim ve anlayış geliştirmek için önemli bir fırsat sunar.